“Bana Kuran’da Namazı Göster”
“Kuran’da
din adına ne varsa vardır, o eksiksiz bir kitaptır” dedikçe, sanki siz
Kuran’a iftira ediyormuşsunuz gibi klasikleşmiş bir tepkiyle ve
defalarca kopyalanıp yapıştırılmış şu soruyla karşılaşırsınız: Hadi o
zaman bana Kuran’da namazın nasıl kılınacağını göster!!! Adeta namazını
öne sürerek, onu doğru kıldığını ispatlarsa her şeyi doğru yaptığını da
ispatlayacak ve Kuran’ı göz ardı ederek, bilmediği dinini kabul
ettirecekmiş gibi. Allah da “Aferin kulum, sen subhanekeyi tecvidli
okudun, dirseklerini de yere değdirmedin de cenneti hak ettin”
diyecekmiş gibi.
Hadi o zaman bana
Kuran’da namazın nasıl kılınacağını göster!!! Siz istediğiniz kadar
özgün anlatımınızla bu soru’nun mantıksız olduğunu, bildiğiniz herhangi
bir ibadetin şeklinin bile Kuran’da olmaması veya Kuran’a uymaması
durumunda bir hükmünün olamayacağını, aslında hadislerde bile baştan
sona namazı anlatan bir rivayet bulunmadığını, olan rivayetlerin gözleme
dayalı ve defalarca kulaktan kulağa yarım yamalak aktarıldığını, bu
rivayetlerin de birbiriyle çeliştiğini… Kuran’daki namazla ilgili
ayetler bir araya getirilip incelendiğinde Allah’ın bizden istediği
namazın nasıl olacağına ilişkin bir sorunumuz kalmayacağını… kitapta
belirtilmemiş, sınırlandırılmamış hususların mübah sahaya bırakıldığını
anlatır ve aklınıza gelen tüm ayetleri arka arkaya sıralayıp, çoğunluğun
kıldığı namazların bu ayetlere uymadığını… ve birçok Kurani
göstergenizi ilkokul birinci sınıf öğrencisine anlatır gibi tane tane
anlatsanız da çoğunlukla onlar için fark etmez. Kendi kemikleşmiş
doğrularını Kuran’a uymasa bile doğru kabul eden anlayışa daha ne
söyleyebilirsiniz ki!
Madem öyle,
çıkışıyla kendi kendime, neden biz aynı soruyu karşı tarafa sormayalım
dedim bugün! “Sen de bana hadislerde namazı göster” dediğimde, dört başı
mamur bir hadis gösteremeyeceklerini bildiğim için “Bana namaz hocanda,
ilmihalinde namazını göster o zaman!!!” şeklinde, cevap vermesi daha da
kolay biçimde sormalıyım diye düşündüm. Ve cevabını kendim vermek üzere
samimiyetle çabalamak istedim.
Bunun
üzerine, ülkemizde epeyce yaygınlaşmış, en az onar milyon satmış, hemen
her evde bulunan ve kapağını görünce şıp diye tanıyacağınız o meşhur
namaz hocasını ve en çok tüketilen(!) o ilmihalin sanal formatındaki
nüshasını indireyim de oradan konuşayım dedim. Siteden siteye forumdan
foruma dolaştım ama müslüman Türk milletine bu iyiliği yapmış, namazı
detaylıca öğretmiş (!) bu kadar meşhur bir ilmihal ve bu kadar meşhur
bir namaz hocasının pdf formatlarını bir türlü bulamadım. Onların adının
yazılı olduğu indirme linklerinde ya bir kitap reklamı pdf’si ile
karşılaştım, ya linkler tarafından Diyanet sayfasındaki gömülü sayfalara
veya satış linklerine yönlendirildim ya da karşımda “Ulaşmaya
çalıştığınız internet sitesi T.C. İstanbul 5.Sulh Ceza Mahkemesi’nin
13.06.2011 tarih ve 2011/625 D İş sayılı kararı gereği erişime
engellenmiştir” şeklinde bir sayfayla karşılaştım. Belki henüz
mahkemenin kararının uygulanmadığı siteler vardır ama ben bir saat
uğraştığım halde herhangi bir içi dolu indirme linki bulamadım.
Yani
Y.T. Namaz Hocası’ndan veya Ö.N.B. İslam İlmihalinden faydalanmak
isteyen bir müslümansanız cebinizde en azından bunlardan birine sahip
olmak için paranız ve yakınlarınızda bunları satan bir kitapçı olması
lazım. Maalesef müslümanlara bu kadar faydalı(!) eserleri okuyabilmeniz
için bir müslümanlık yapılıp internete pdf’sini koymamışlar, koyanı da
engellemişler. İlginç değil mi? En az onar milyon satan bu kitapların
(ki bunu ben değil nete düşmüş rakamlar söylüyor) müellifleri ya da
mirasçıları kitabı korumaya almayı, insanlara kolayca ulaştırmaya
yeğlemişler. İlginç! Satış rekorları kıran bu kitapların geliri
müelliflerini veya onların mirasçılarını zengin etmeye yetmemiş de telif
peşinde koşarlarmış meğer hala! Ha, yazdıkları hikâyeyse, masalsa
elbette eserlerinin telif haklarına sahip çıkmalılar, o ayrı…
Bu
kadar değerli olduklarını (!) bilseydim bir zamanlar benim kitaplığın
raflarında duran nüshalarını da imha etmezdim!!! Ama her neyse, oralarda
yazılanların çoğu hala ezberimde ve olmayanları da din diyanet
sayfalarındaki satırlarda kısmen var! Bunun yanında bu boşluğu iyi
değerlendiren başkaları da başka namaz hocalarını onlarla ihtilafları
olsa da kullanıma sunmuşlar. Gerçi çoğunluk için fark etmiyor. Üzerinde
“namaz hocası” yazıyorsa içinde yazanı ne olursa olsun makbul
görüyorlar. Uygulasalar da uygulamasalar da doğrudur onlar! Çünkü
benimsedikleri, gelenek edindikleri dini anlatan ve içinde Türkçe
harflerle dans eden arap harfleri olan bir kitapta dine aykırı şeyler
olmaz!!! O kitapları dindar ve alim insanlar yazmıştır!!! Ve böyle Allah
adına din anlatan insanlar millete doğru olmayan bilgiler vermez, yalan
yanlış işler yapmazlar!!! Kuran’ı herkes anlayamaz ama, adı din
adamıysa onlar en doğrusunu anlar ve bize en güzel şekilde anlatırlar!!!
Onların yanılma ihtimali olmaz!!! Onların aklı yanılmaz ama diğer
insanların düşünmek için verilmemiş olan aklı yanılır!!! Demek ki
Kuran’ı en iyi şekilde anlayan (!) bu alimler insan değil!!! Yoksa onlar
da biz aşağılık insanlar gibi anlayamazlardı! Bu ayrıcalıkları
Allah’tan onların kalbine inen telif haklarından ileri geliyor demek
ki!!! Namazı niyazı anlattıkları kitaplarının telif hakkının peşinde
koşmayı da Kuran’dan öğrenmiş olsalar gerek!!!
Öyle
ya da böyle, pdf formatında olsun olmasın söylediklerimle beraber yine
de yedi tane namaz hocası buldum internette. Bir kısmı Hanefi mezhebine
göre, bir kısmı Şafii mezhebine göre, bir kısmı alt mezhep
belirtmeksizin ama ehlisünnet diyerek, bir tanesi de aynı esaslarla
çocuklara hitap eder biçimde namazı anlatmışlar. Aralarında ise birkaç
dakika içerisinde inanılmayacak kadar çok farklılık buldum. Madem öyle
dedim içimden benim Kuran’a göre namaz kılışımı neden kötülersiniz! Hiç
değilse Allah’ın lafzından ne anlamışsam onu kılıyorum. Ama beni
eleştirenlerin çoğu eminim o namaz hocalarını bile namazı öğrenmek için
değil, bir ihtiyaç hissettiklerinde başvuru kitabı olarak kullanırlar.
Kıldıkları namaz esasen ya büyüklerinden gördükleri ya da öğrencilik
döneminde yazları gittikleri camide ezberledikleri kadardır. Kuran’da
namazı bulamayanların bir kısmının namazda Fatiha, Kevser ve İhlas
üçlüsünden başka sure ve anlamını bile bilmedikleri subhaneke,
ettehiyyatü
ve salli bariklerden başka dua okumadıklarını da bilmiyorum zannediyorlar ya neyse o konulara şimdilik hiç girmeyeyim. Ve ki tahiyatta otururken sağ ayaklarını dik tutup parmak uçlarının kıbleye yönelmesi gerektiği gibi gereksiz ince ayrıntılara ne diye gireyim!
ve salli bariklerden başka dua okumadıklarını da bilmiyorum zannediyorlar ya neyse o konulara şimdilik hiç girmeyeyim. Ve ki tahiyatta otururken sağ ayaklarını dik tutup parmak uçlarının kıbleye yönelmesi gerektiği gibi gereksiz ince ayrıntılara ne diye gireyim!
Beni kınamayın hep aynı
zümreyi eleştiriyorum diye. İçinden çıkıp geldiğim zihniyeti eleştirmem
kadar normal bir durum yok ve taşladığım adam her zaman uzaklarda olan
birisi değil! Benim… Biziz… Bunun yanında samimiyetle bilmediğini bilip
itiraf edenler var. Ama bir şey bilmediğini de bilmeyenler var. Asıl
şaşkınlığım benim onlara…
Sonra
ilmihalleri inceledim bir kez daha. Ne niyetler, ne tekbirler birbirini
tutuyor, ne elinizi nereye koyacağınız. Fatiha’nın besmeleleri olup
olmamasından tutun ayaklarınızın duruş şekline, ellerinizi yere
koymanızdan, rükûda ne kadar eğileceğinize, hangi duayı neden
okuyacağınızdan, peygamberimizin bunları okumuş olup olmadığına
hadislere dayalı olarak anlatılan namazda o kadar farklılıklar var ki!
Şafi mezhebi Hanefi mezhebini zayıf rivayete uyduğu için suçluyor,
Hanefiler en doğrusunun kendilerininki olduğunu söylüyor. Birbiriyle o
kadar çok yerde çelişen mezhepler sonra tutup birbirini hak mezhep kabul
ediyor. Namaz sadece peygamberimizin olduğu iddia edilen hareketleri
taklide değil, ondan sonra gelenlerin bile namazı nasıl kıldığına
yönelik rivayetlerine dayanıyor. O kadar çok şey var ki bunun için
apayrı bir makale yazmak lazım. Bazı ilmihallere göreyse namaz kılacak
olursanız yine aynı ilmihale göre o namaz esnasında bir yığın mekruh,
hatta haram işlemiş oluyorsunuz. Tam bir rivayet karmaşasına bulanmış
birçok çeşit namaz tarifi. Tek ortak durum, hepsinde bir şekilde kıyam,
kıraat, rükû ve secde olması. Abdeste, namaz dışı şartlara hiç
girmeyeyim bile, içinden çıkılamaz bir haldeler. Namazın asıl önemli
tarafına, ne dediğini bilmeye, anlamına, manasına, istemeye tam
anlamıyla atıf yapan ise yok.
Hadi o
zaman bana Kuran’da namazın nasıl kılınacağını göster, diyen kişilere
bundan sonra “hadi sen göster” diyerek kendi namazlarının kaynağını
öğrenmek gerek. Görün bakın sahih diyebilecekleri bile bir tane sağlam
kaynak çıkmayacak. Bir kitaba işaret edemeden “Peygamberimiz
öyle kılmış biz de öyle kılıyoruz” demek bir kaynak göstermek değil zanna tabi olmaktır. Hadis külliyatında da namazı baştan sona dosdoğru anlatan bir hadis bulamayacakları için şu ülkede gösterecekleri yegâne kaynaklar, Y.T. Namaz Hocası ve Ö.N.B. İslam İlmihali olacaktır. O kitapların kaynakları da işte bu birbiri ile çelişen onlarca farklı hadis ve hatta peygambere bile dayalı olmayan
onlarca rivayet. Şıracının şahidi bozacı! Bozacınınki şıracı! Ben falancayı şöyle eğilirken gördüm, peygamberin sakalını böyle kıpırdarken gördüm de oradan biliyorum!!! İşte namaz hocalarının namaz biçimi! Sakalı oynamış da o yüzden namazın şurasında şunu okuyormuş!!! Ne diyelim! Allah kabul etsin…
öyle kılmış biz de öyle kılıyoruz” demek bir kaynak göstermek değil zanna tabi olmaktır. Hadis külliyatında da namazı baştan sona dosdoğru anlatan bir hadis bulamayacakları için şu ülkede gösterecekleri yegâne kaynaklar, Y.T. Namaz Hocası ve Ö.N.B. İslam İlmihali olacaktır. O kitapların kaynakları da işte bu birbiri ile çelişen onlarca farklı hadis ve hatta peygambere bile dayalı olmayan
onlarca rivayet. Şıracının şahidi bozacı! Bozacınınki şıracı! Ben falancayı şöyle eğilirken gördüm, peygamberin sakalını böyle kıpırdarken gördüm de oradan biliyorum!!! İşte namaz hocalarının namaz biçimi! Sakalı oynamış da o yüzden namazın şurasında şunu okuyormuş!!! Ne diyelim! Allah kabul etsin…
kalemzade.net
twitter.com: @kalemzade
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder