Uykumu Bölen Bir Hakikat:
Arkadaşlar.. İster kabullenin ister unutmaya çalışın, değiştiremeyeceğimiz bir gerçek var ki, bir gün ölüm bizi sevdiklerimizden, dünyadan, seccademizden ya da günahlarımızdan, televizyon başından, hoş sohbet dost meclislerinden bir şekilde hayatın bir yerinden alıp götürecek..
Bu buz gibi hakikatin farkında olup titreyerek ayılmak gerek.. "Nereye gidiyorum ben?" sorusunu sormak gerek.. Beni secdeye götürmeyen imanım cennete götürür mü? Neler gönderdim ahirete? Dünya ahiretin tarlası hükmündeyse, neler ektim, neler biçeceğim?
Evet, bu lezzetler bir gün bitecek ve o buz gibi toprağın altına gireceğiz. Eğer bu hakikati farketmek istiyorsan, ve nefsin benim gibi nasihate muhtaçsa, halini kabristandan sor! O sana en güzel nasihati verecektir..
Evet, bir zamanlar o toprağın altındakiler de birilerine sevdalanmıştı, birşeylerin peşine düşmüşlerdi. Kimi dünya malını elde etmeyle oyalandı, kimi mutluluğu elmaslarda değil kırık şişe camlarında aradı. Tıpkı bize benziyorlar; isimleri, simaları, hayatları, sevdikleri, hayalleri, zanları... Kimileri aldandı, kimileri ölümü sevdiren yegane şeye sarıldı kurtuldu.. Sarılamayan, düşünsenize ebediyen AZAP ÇEKECEK! Ne zor... Rabbim muhafaza eylesin...
Peki ya kurtuluş? Bu dehşetli akıbetten nasıl korunuruz?
"Ölüm sekeratı uyandırmadan evvel uyan!" diyen Üstad bizler için o işkence ve zulümlere katlandı, bizler ebedi azap görmeyelim diye.. KUR'AN'a bağlı ve onun deryasından süzülen RİSALE-i NUR'a sarılan Allah'ın izniyle kurtulur...
Mevlamdan niyaz ederim ki amin diyen kullarını azabın her türlüsünden Kur'an'ın ve Cevşen'in ve Alemlere Rahmet Peygamberinin (asm) hürmetine halas eyler, korur. Amin
Sürçü lisan eylediysek affola, vesselam
[Osman Yeken]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder