30 Mayıs 2013 Perşembe

Resul'e Kırk Mektup

22. MEKTUP*
Sultanım
Sen’in doğduğun, yaşadığın topraklardan çok uzakta yaşıyorum. Her gün Sen’sizlik yakarken kalpleri, ben bu karmaşanın içinde usanmadan Sen’i arıyorum.
Biliyorum uzaklardasın ama içimdeki sese bunu anlatamıyorum ya Resul… Uzak olduğunu, ulaşılmaz olduğunu ne aklıma, ne kalbime kabullendiremiyorum. Ey iki cihan serveri, yüzüne bakacak, senden bir şey isteyecek yüzüm kalmadı ama insanların birbirini tanımayacağı, bütün yakınların uzak olacağı mahşer gününde senin sancağın altında olabilme ümidi, şefaatine layık bir mü’min olabilme ümidi beni ayakta tutuyor.
Sen’in yüzyıllar önce bildirdiğin ahir zaman hallerini, içimde buruk bir hisle ve ağlamaklı gözlerle temaşa ediyorum. Ya Muhammed, belki hiçbir zaman gelmeyeceksin ama geleceksen tam vaktidir. Gel ve uyandır bizi bu gaflet uykusundan…
Biz ümmetini, içinde bulunduğumuz perişan halden, ferahlığa çıkar. Eğer bildiklerini bilseydik ne gülmeye, ne de Rabbimizden bir şey istemeye dilimiz varmazdı. Bilmiyoruz ya Resul, bilseydik yapmazdık, yapamazdık… Bilmediğimizdendir bu günahkarlık, bilmediğimizdendir bu merhametsizlik ve yine bilmediğimizdendir bu acziyetimiz…!
Özlemlerin en derininde, yokluğun en uç noktasında dilimde tek bir dua var; ”Ey Rabbim, bizleri sana sana layık bir kul, Resulüne layık bir ümmet eyle…” Amin

Melek Özer



40’lar Kulübü
www.40lar.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder